Whistler tarafından verilen özgün isminden çok Whistler'ın Annesi "Whistler's Mother" olarak anılan eser, bir Amerikalı sanatçı tarafından yapılan Amerika dışında en ünlü olmuş tablo olarak bilinmektedir. Çoğu zaman bir Amerikan ikonu olarak nitelendirilen eser aynı zamanda bir Viktorya Dönemi Mona Lisa'sı olarak da addedilir. Eserin hikayesi farklı şekillerde anlatılsa da resmedilmiş kişi bellidir: Whistler'ın annesi Anna McNeill Whistler.
Londra'da yapıldıktan sonra Kraliyet Akademisi Sergisi'nde gösterilmek üzere sunulan eser Akademi tarafından birçok kez reddedilmiştir. Viktorya Dönemi'nin seyircisi için bir portrenin bir "Düzenleme" ismi ile sunuluyor olması kabul edilemez olduğu için esere "Sanatçının Annesinin Portresi" lafının eklenmesi de dolayısıyla gerekli olmuştur.
Bir söylentiye göre annesini ayakta duran bir pozda resmetmeyi istemiş olan ressam, annesinin uzun süre ayakta duramamasından dolayı onu otururken resmetmek durumunda kalmıştır. Hatta oldukça yaşlı olan annesinin uzun sürelerle kesintisiz olarak kıpırdamadan oturmasının da zor olması sebebiyle yan komşularının kızı Helena Lindgren'in modelin yerini dönem dönem aldığı bilinmektedir.
Viktorya Dönemi'nin katı ahlaki ve sosyal kurallarına sıkı sıkıya bağlı bir örnek çizen Anna Whistler, dindar ve alçakgönüllü kişiliği ile kendini ailesine adamış bir annedir. Genç yaşta eşini kaybetmiş, üç çocuğunu farklı ülkelerde yaşayarak büyütmüş ve Amerikan İç Savaşı'na tanık olmuş bu kadının hayata karşı katı ve güçlü bir duruş sergilemesi doğaldır.
Whistler, annesini kendi estetik zevkiyle oluşturduğu sade bir duvar rengine sahip modern görünümlü odasında, seçkin görünümlü bir sandalye, dans eder gibi görünen şekillerle bezenmiş perde, Japon işi ayak taburesi ve duvardaki incelikli resimlerle birlikte göstermiştir. Bu odada Anna Whistler'ın son derece sade siyah giysisi, sıkıca toplanmış saçları üstündeki beyaz bonesi, basit kol dantelleri ve mendili, tutucu, dindar yaşam tarzını yansıtırken, kemikli ince yüzündeki ciddi ve duygusuz ifade de katı kişiliğine dair ipuçları sunar. Bu figür, dolayısıyla da Whistler'ın modern odasıyla ciddi anlamda bir tezat oluşturur.
Whistler, eserdeki modelin kimliğinin ikincil nitelik taşıdığını, asıl önemli olanın resmin estetik olarak güzel bir görünüm sunma amaçlı yapılmış renk ve şekil düzenlemesi olduğunu belirtmiştir. Nitekim, adını Gri ve Siyah Düzenleme olarak koyan ressam, eserde annesini bir hammadde olarak alıp incelikle tasarladığı dekoratif düzenlemenin içine yerleştirmiştir.
Tamamen doğrusal yatay ve düşey hatlar - yer döşemesinde, perdede, çerçevelerde, duvar panelinde, yerdeki kilimde ve ayak taburesinde - sabit ve sakin bir atmosfer oluşturur. Ressam ustalıkla bu doğrusal geometrik hatları ve annesinin organik şeklini dengelemeyi başaran bir kompozisyon oluşturmuştur. Oldukça dar bir odayı resmetmiş olmasına rağmen belirli hatlarla kesilen eser, seyircide daha geniş bir oda hissini oluşturur.
Whistler'ın annesi sola doğru bakmaktadır, ki bu da seyircinin dikkatini resmin ortasında görünen Whistler tarafından yapılmış "Black Lion Wharf" isimli çerçeveli resme dikkati çeker. Resmin görsel niteliği perdedeki minik ve tekrar eden desenler ve annenin dantelli bonesi ve mendili ile arttırılmıştır. Whistler, tekrar ettiği gri-siyah tonları ve yatay-düşey hatları ile renk ve şekil konusunda bütünlük yakalamayı başarmıştır.
Not. Resmin "No.1" olarak adlandırılması dönemin ünlü filozof ve yazarı Thomas Carlyle'ın resmi görüp beğenmesi ve ardından Whistler'a benzer şekilde poz vererek ikinci bir eserin ortaya çıkmasından sonra gerçekleşmiştir.
Gri ve Siyah No.2 "Arrangement in Grey and Black No.2", (1873) |
Tarih: 1871
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Gerçekçilik "Realism"