Rubens'in dramatik görünümlü eseri konusunu Eski Ahit'te geçen, Pers İmparatorluğu zamanında yaşamış Danyal'in hikayesinden alır. Danyal, Pers Kralı Darius'un hizmetinde bir danışmandır. Fakat, Kral Darius'a tapınmak yerine soyundan geldiği İsrailoğulları'nın Tanrısı'na tapınmayı seçer. Bu durum Darius'un çevresindeki diğer danışmanları da kızdırır; dürüst ve ahlaklı olan Danyal'e karşı birleşip Darius'un onu cezalandırmasını isterler. Bunun üzerine Darius Danyal'i bir aslan inine attırır. Eğer Yahudilerin Tanrısı kudret sahibi ise kendini kanıtlayacağını ve Danyal'i aslanların arasından kurtaracağını söylemektedir.
Danyal geceyi aslanlarla birlikte ine kapatılmış olarak geçirir. Sabah olup da inin girişini kapatan genişçe taş açılınca Danyal'in aslanların arasında en ufak bir çizik bile almadan oturduğu görülür. Bu mucizevi olayın sebebini Danyal Tanrı'nın gönderdiği melekler ile aslanların ağızlarını kapaması olduğunu açıklar. Bunun üzerine Danyal'i suçlayanlar ine atılır ve çok kısa sürede aslanlar tarafından parçalanıp öldürülürler.
Rubens, Barok dönemin teknik özelliklerini ustaca yansıtan bu eserinde Danyal'in bulunduğu inin kapağının açıldığı anı betimlemiştir. Yukarıda görülen açıklıktaki kapak açılmış ve karanlık inin içine gün ışığı dolmuştur. O anda aslanların arasında oturur görülen Danyal başını yukarı gökyüzüne Tanrı'ya çevirmiş ona şükrederken resmedilmiştir. Danyal'in bu yukarı dönük başı özellikle resmedilmesi zor olan bir perspektif açısına sahiptir; ama Rubens üstün yeteneği ile bu zor açıda bile son derece gerçekçi bir baş görünümü elde etmiştir. Danyal'in bacak bacak üzerine atmış ve hafifçe karnına doğru kapanmış duruşu vücudunun oldukça katı olduğunu gösterir. Aynı zamanda sıkı sıkıya kenetlenmiş parmakları ve sıkılmış olan ayak parmakları Danyal'in gergin ruh halini seyirciye kanıtlar.
Eserin en can alıcı noktası Danyal'in çevresini sarmış çeşitli pozlardaki aslanlardır. Rubens'in bu aslan figürlerini gerçek yaşamdan, Brüksel'de bulunan menajeri'de (egzotik hayvanların tutulduğu bir nevi hayvanat bahçesi öncüsü mekan) tutulan aslanları inceleyerek yaptığı bilinmektedir. Aslanların bir kısmının Danyal'e bakan ve oldukça öfkeli ve saldırgan bakışları vardır. Hatta önde sağdaki iki tanesinin birbirlerine doğru hamle yapmaya hazırladıkları ve birinin kükrediği görülür. Bu saldırgan görünümlere rağmen aslanların hiçbirinin Danyal'e saldırmadığı fark edilir. Hatta aslanların bir kısmının tamemen pasif halde uyukladığı ve esnediği bile görülebilir.
İnin içinde ön planda görülen çeşitli kemikler, kafatası ve çene parçaları inde daha önceden cezalandırılmış ve hayatını kaybetmişlere dair bir gösterge iken, aynı zamanda Danyal için beklenmiş olan sona da bir göndermedir.
Barok dönemin en yetenekli ressamlarından biri olan Rubens, gerçekçilik ve teatralliği ustaca birleştirmiş ve seyirci üzerinde güçlü bir duygusal gerilim yaratmıştır. Aslanların bazılarının doğrudan seyirciye bakması seyirciyi Danyal gibi inin içinde hissettirir ve aslanların alanına girmiş olduğu için göz dağı verildiği hissini yaratır. Eserdeki on aslanın heybetli ölçüleri ve Danyal'in çevresini kaplayan duruşları ayrıca bir aciliyet hissi uyandırır.
Barok dönemin temel özelliklerinden olan asimetrik tasarımdan dolayı ana figür olan Danyal eserin ortasına yerleştirilmemiştir. Fakat, kayaların ve aslanların kahverengimsi tonları arasında parlayan açık teni ve kırmızı renkli kumaş parçası dikkati doğrudan figüre yönlendirir. Üst taraftan gelen aydınlık tonlar ve inin karanlık kuytu köşeleri arasındaki dramatik ışıklandırma farkı Danyal'in dua eden pozu ile birlikte çarpıcı bir etki yaratır. Aynı zamanda açıklıktan aşağı doğru inen sarmaşık yukarıdaki canlı hayatın aşağıda indeki hayatta kalma mücadelesi ile zıtlığını vurgular.
Konum: Ulusal Sanat Galerisi "National Gallery of Art", Vaşington
Tarih: 1615 civarı
Dönem: Barok
Alt Grup: Flaman Barok "Flemish Baroque"
Barok dönemin en yetenekli ressamlarından biri olan Rubens, gerçekçilik ve teatralliği ustaca birleştirmiş ve seyirci üzerinde güçlü bir duygusal gerilim yaratmıştır. Aslanların bazılarının doğrudan seyirciye bakması seyirciyi Danyal gibi inin içinde hissettirir ve aslanların alanına girmiş olduğu için göz dağı verildiği hissini yaratır. Eserdeki on aslanın heybetli ölçüleri ve Danyal'in çevresini kaplayan duruşları ayrıca bir aciliyet hissi uyandırır.
Barok dönemin temel özelliklerinden olan asimetrik tasarımdan dolayı ana figür olan Danyal eserin ortasına yerleştirilmemiştir. Fakat, kayaların ve aslanların kahverengimsi tonları arasında parlayan açık teni ve kırmızı renkli kumaş parçası dikkati doğrudan figüre yönlendirir. Üst taraftan gelen aydınlık tonlar ve inin karanlık kuytu köşeleri arasındaki dramatik ışıklandırma farkı Danyal'in dua eden pozu ile birlikte çarpıcı bir etki yaratır. Aynı zamanda açıklıktan aşağı doğru inen sarmaşık yukarıdaki canlı hayatın aşağıda indeki hayatta kalma mücadelesi ile zıtlığını vurgular.
Konum: Ulusal Sanat Galerisi "National Gallery of Art", Vaşington
Tarih: 1615 civarı
Dönem: Barok
Alt Grup: Flaman Barok "Flemish Baroque"