Giovanni Bellini, 15. yüzyıl'da Kuzey İtalya Sanatı'na hakim olmuş ve onu derinden etkilemiş olan ressam bir ailenin en ünlü ferdidir. Babası Jacopo Bellini, kardeşi Gentile Bellini ve kayınbiraderi Andrea Mantegna ile birlikte Venedik Rönesansı'na yön veren en önemli sanatçılardan olmuştur. Kardeşi Gentile Bellini Venedik sınırların dışına çıkıp Osmanlı İmparatorluğu'na kadar ulaşmışken (ki kendisi meşhur Fatih Sultan Mehmet portresini yapan ressamdır), Giovanni Bellini Venedik'ta kalmayı yeğlemiş ve özellikle portreciliğin orada yaygınlaşmasını ve popülerleşmesini sağlamıştır. Venedik'te belirli bir sosyal statünün üstündeki herkesin bir ressam tarafından portresinin yapılması geleneği Giovanni Bellini ile yerleşmiştir.
Fatih Sultan Mehmet'in Portresi "The Portrait of Mehmed the Conqueror" - Gentile Bellini (1479) |
Eserde Loredan üzerine ressamın adı yazan (Ioannes Bellinus - Latince) bir eşiğin arkasında yalnızca gövdesinin üst kısmı görünür halde resmedilmiştir. Bu görünümle Loredan, Rönesans dönemi ressamlarının öykündükleri Roma dönemi büstlerinden biri gibi görünmektedir. Roma büstleri halk üzerinde otorite kurmuş önemli ve güçlü kişilerin figürlerini yansıtan ciddi görünümlü, katı sanat eserleri idi. Rönesans döneminden yeniden canlanan eski Yunan ve Roma dönemi klasik anlayışına dair özeniş, portrelerde ressamları bu büstlere benzer figürler oluşturmaya da yönlendirmişti. Bellini, bu portrede söz konusu katı görünüşteki görüntüyü oluşturmanın yanısıra bir yandan da son derece gerçekçi ve insani bir görünüm de oluşturmayı başarır. Loredan'ın sert duruşuna rağmen, yüzündeki incelikli ifade, kırışıklıkları, canlı gözleri ve özenle tasarlanıp resmedilmiş giysinin ayrıntıları bir büst katılığını ortadan kaldırıp onun yerine kanlı canlı bir gerçek insan izleniminin oluşmasını güçlendirir. Geriplanda gökyüzü çağrışımı yapan etkileyici parlak mavi fon yine figürün keskin heykelvari duruşu dengeler.
Portreler özellikle zengin insanlar tarafından sipariş edilen eserlerdi ve dolayısıyla da portredeki kişinin gücünü, mevkisini veya zenginliğini vurgulama amacıyla yapılıyordu. Bu özelliğin yanısıra Rönesans döneminde sanatçılar portredeki kişinin karakterine dair ipuçlarını da eserlerde sunmaya gayret etmeye başlamışlardı. Benzer bir çaba Bellini'de de görülür. Nitekim Loredan'ın ağır oturaklı ve bilge duruşunun yanısıra boyun eğmez ve kararlı yapısı da delici bakışlarından anlaşılmaktadır.
Giorgione, Tiziano, Tintoretto ve Veronese gibi Venedikli ressamların ortak özelliği olan canlı ve çoklu renklere hakimiyet kendini Bellini'de de gösterir. Eserde Loredan'ın yüzü akşamüzeri güneşinin etkisiyle yumuşak sarımsı tonlarda parlamaktadır. Yumuşak görünen tenindeki kırışıklıklar yüzünde bir yaşlanma etkisinden çok bir olgunlaşma ve keskin hatların yumuşaması gibi görünür. Tüm bu etkiyi yaratan Bellinin renk tonlarını kullanımındaki başarısıdır.
Loredan eserde resmi doge kıyafetleri içinde görülmektedir. Başındaki arka kısmı gittikçe yükselen ve altın renkli bir kuşakla çevrelenen başlık, doge'lara özel bir törensel başlıktır ve beyaz renkli bir alt başlığın üzerine takılır. Giysisi ve başlığı Şam işi ipekten "damasko" adı verilen çiçek motifleriyle süslenmiş göz kamaştırıcı bir kumaştan yapılmadır. Bellini giysinin kıvrımlarını kalın çizgilerle göstermek yerine ışığın giysi üzerinde yarattığı altın ve gümüş renkli parlamalarla bu kıvrımları belli ederek, ince bir zarafet yaratmayı başarmıştır. Giysinin ön kısmında "altın çanlar" denen büyük düğmeler görkemli giysinin şaşaasına katkıda bulunur.
Konum: Ulusal Galeri "National Gallery", Londra
Tarih: 1501
Dönem: Rönesans
Alt Grup: Venedik Rönesansı