Rüzgarın Gelini Tablosunun Anlamı Nedir ?


Çek asıllı Avusturyalı ressam, şair ve oyun yazarı Oskar Kokoschka, Klimt'in başını çektiği Avusturya Sezesyon hareketinin etkisi ile yetişmiş, fakat sonradan kendi "Dışavurumcu" tarzını geliştirmiş ve duygusal olarak yoğun biçimde dramatize edilmiş eserler üretmiştir. 

En ünlü eserlerinden biri sayılan Rüzgarın Gelini, ressamın kendi hayatından bir parça sunmaktadır. Eser, Kokoschka'yı iki yıl boyunca fırtınalı bir aşk yaşadığı Alma Mahler ile sarılmış olarak betimlemektedir. Alma Mahler, dönemin ünlü bestecisi Gustav Mahler'in dul eşidir. Son derece sosyal ve entellektüel bir kadın olan Alma Mahler hayatı boyunca birçok ünlü erkekle olmuş ve üç evlilik yapmıştır. Gustav Mahler'in ölümünün ardından Alma ile tanışan Kokoschka, ona delicesine aşık olmuş ve tutkulu bir aşk yaşamışlardır. Fakat, zaman içinde Kokoschka'nın yoğun ilgisi ve sahiplenici tavrı Alma Mahler'i bıktırmış ve çift gerilimli bir dönemin ardından ayrılmışlardır. Ayrıldığı sevgilisini takıntılı bir biçimde seven Kokoschka sonrasında ona benzer bir de manken bebek yaptırmış ve bir süre yanında taşımıştır. İlişkilerinin son döneminde yapılmış bu eser, ressamın başarısız olmuş yoğun, tutkulu aşkına ve Alma Mahler'e dair bir hatıradır. 


Mavi, yeşil ve pembenin yumuşak pastel tonlarından oluşan renklerle resmedilmiş eser, koyu mavi ve gri tonlardaki geriplan ile canlandırılmıştır. Kokoschka'nın donuk ve tekdüze renklerle oluşturduğu kompozisyonu eserin gizemli ve tuhaf havasında da katkıda bulunur. 


Eserde üst bedenleri çıplak olarak uzanmış yatan Oskar ve Alma görünür. Çiftin üzerinde uyuduğu nesne sanki bir deniz kabuğuymuş ve bir gemi enkazından kurtulmuş gibi dalgalı okyanusun üstünde yüzmektedir. Figürlerin bireysel ifadeleri ve vücut dilleri birbiriyle zıt görünümler sergiler ve karakterleri hakkında fikir sunar. Alma, yan dönmüş huzur içinde Oskar'a sarılmış uyumaktadır. Güzel yüzü dingin ve çevrelerindeki dalgalı denizin tehlikelerinden uzak bir görünüm sergiler. Öte yandan sırtüstü uzanmış yatan ve oldukça uykusuz kalmış görünen Oskar, ellerini önde birleştirmiş, gergin ve kaygılı biçimde bakışlarını yukarı yöneltmiştir. Oskar'ın bu tedirgin ve düşünceli duruşu ilişkiye dair içindeki kaygıların ve korkuların bir yansıması, aynı zamanda Alma'ya olan bağımlılığının bir temsilidir. Alma ise rahat pozu ile bağımsız ve güçlü bir karakter sergiler. Alma'nın teni pürüzsüz ve düzgün görünürken iken Oskar'ın vücudu sanki darbeler almış gibi lekeler içermektedir.


Çevredeki dalgaların vahşi ve hırçın karakteri geniş ve koyu renkli fırça darbeleri ile öne çıkarılmıştır. Bu fırtınalı deniz görüntüsü içinde bulundukları fırtınalı ilişkiyi sembolize eder. Bazı bölgelerde hayaletvari görünümlere bürünen dalgalar muhtemelen Kokoschka'yı rahatsız eden travmatik olaylara gönderme olabilir.


Dışavurumculuk akımının en ünlü temsilcilerinden biri olan Kokoschka, eserde kullandığı teknik ile duygularını ve içinde bulunduğu ruhsal durumu seyirciye açıkça aktarabilmiş, dışavurmuştur. Kesik kesik uygulanmış geniş fırça darbeleri ile birlikte "impasto" denen doğrudan uygulanan yoğun ve kalın renk bölgeleri, eserde dalgarın hareketini vurgular. Öte yandan vücutlarda kullanılan farklı renk ve biçim uygulamaları iki figürü birbirinden ayırır ve aralarındaki karakter farkını öne çıkarmaktadır.


Konum: Basel Sanat Müzesi "Kunstmuseum Basel", Basel

Tarih: 1913-1914
Dönem: Modernizm
Akım: Dışavurumculuk "Expressionism"