İlk bakışta oldukça gizemli görünen Wyeth'ın eseri isminden anlaşılabileceği gibi Christina isimli bir kadını engin bir düzlüğün ortasında göstermektedir. Son derece gerçekçi biçimde resmedilmiş bu tabloda resmin ön planında görünen Christina'nın arazinin ortasında ne yaptığı seyircide cevapsız sorular oluşturur. Otların arasında sanki yere düşmüş ve kalkmaya çalışırmış gibi görünen Christina, seyirciye sırtını dönmüş ve ileride görülen çiftlik evine doğru yönelmiştir. Özellikle ileri çevrilmiş başı ve öne doğru uzanmış sol kolu sanki çaresiz bir biçimde karşıdaki eve ulaşmaya çalışıyormuş izlenimi verir. Doğrudan seyirciyle bağlantı kurmayan figürün huzursuz görünen bu pozu seyircide de gerginlik yaratırken çeşitli soruları akla getirir: Christina yaralanmış mıdır? Onu oraya kim götürüp koymuştur? Yardıma mı ihtiyacı vardır? Bu soruların yanıtı seyirciye sunulmaz, fakat resmin geriplanındaki hikaye bilindiğinde resimden bir anlam çıkarmak mümkün hale gelmektedir.
Resimde görülen kadın Wyeth'ın bir yaz geçirmek için kaldığı Maine Eyaleti'nin South Cushing bölgesindeki evin komşularından biri olan Christina Olson'dır. Gittikçe ilerleyen bir kas hastalığı sebebiyle bacaklarını kullanamayan Christina, Wyeth'a bu eseri yapması için ilham veren figürdür. Bir gün penceresinden Christina'nın yaban mersini çalılıkları arasında yemiş toplarken sürünmesini gören ressam bundan çok etkilenir ve eseri tasarlar.
Christina'nın söz konusu engeli eserde de yine sürünür gibi görünen pozuna sebep olmaktadır. İleride görünen evinden uzakta, çayırlar arasındaki genç kadın sürünerek eve ulaşmak ister gibidir.
Ressam Christina'nın görünümü için incelikle çalışmış ve cılız bacakları ve pembe giysisini Olson'ın kendisini, gövdesini ise kendi eşini model olarak kullanarak oluşturmuştur. 20li yaşlarındayken modellik yapan Wyeth'ın eşi eserde Christina'ya olduğundan daha genç bir görünüm verilmesini sağlamıştır; nitekim Christina eserin yapıldığı tarihte 55 yaşındadır.
Wyeth eserde sadece Christina'nın görünüşünü değil, aynı zamanda geriplandaki çiftlik evini, evin ambarını, önündeki tarlayı ve önplandaki çayırlığın çimlerini incelikle betimlemiş ve son derece gerçekçi görünen bir görünüm elde etmiştir.
Eser bu gerçekçi görünümüne rağmen ağaçsız engin bir düzlük ve geriplanda hayal ürünü gibi görünen çiftlik evi ile birlikte seyirciye aslında masalvari, gerçeküstü bir ortam yaratır. Bu da eserin isminde geçen Christina'nın dünyasını seyirciye yansıtmaktadır. Christina evden uzakta, çayırların ortasındadır. Belki de ilk kez olmak istediği yerde, açık alanda, uzakta ve özgürdür.
Wyeth eserle ilgili yorumlarında, birçok insanın umutsuz olarak değerlendirebileceği Christina'nın yaşam mücadelesini hakkıyla yansıtmaya çalıştığını belirtmiştir. Bu yüzden, eserin aslında muhtaçlık üzerine değil, mücadele ve umut üzerine kurgulandığı anlaşılabilir. Fakat, resimdeki kasvetli görünüş aslında ressamın özel hayatının yarattığı sıkıntılara da bağlıdır. Wyeth'ın babasının ölümü üzerine nispeten donuk renklerde, minimal figür kullanımı ile oluşturduğu eserleri ile paralelik gösteren eser, babasının ölümüne tuttuğu yasın bir göstergesi olarak karşımıza çıkar.
Yeni Gerçekçilik'in etkileyici biçimde gerçek görünümler oluşturan tarzına sadık kalan ressam eserini tamamladığında Amerika'da artık gerçekçilik yerine Soyut Dışavurumculuk "Abstract Expressionism" revaçta olmaya başlamış ve Wyeth umduğu takdiri görememiştir. Wyeth çoğu zaman değişen sanat akımlarına rağmen tarzını koruması sebebiyle eleştirilmiş olsa da eseri son 60 yılda Amerika'nın en ünlü yapıtlarından biri haline gelmiş ve Amerikan sanatının ikonik eserlerinden biri olarak kabul görmüştür.
Konum: Modern Sanat Müzesi "Museum of Modern Art(MoMA)", New York
Tarih: 1948
Dönem: Modernizm
Akım: Yeni GErçekçilik "New Realism"
