Sığır Eti Karkası Tablosunun Anlamı Nedir ?


Soutine'ın sanat yaşantısı boyunca ürettiği en etkileyici ve dikkat çekici eserlerden olan "Sığır Gövdesi", 1920 ile 1929 arasında yaptığı on tabloluk serinin bir parçasıdır. Parlak mavi geriplan üzerinde kesilerek açılmış bir sığır gövdesi eserin büyük kısmını kaplar. Bacakları ayrılmış ve kaburgaları görünen bu et yığınının görünüşü tam olarak net olmasa da seyircinin eseri ilk gördüğünde bile içeriği anlaması, ondan etkilenmesi ve kafasında bir görüntü oluşturması uzun sürmemektedir.

Eserin bu kadar çarpıcı olmasının sebeplerinden biri ressamın seyircinin karşısına kanlı bir parça et koymasının yanı sıra, canlı renklerinin yarattığı heyecan hissidir de. Aynı zamanda ressamın eserlerini gerçek modellerden çalıştığı bilindiği için, her bir sığır eti tablosu için yeni bir gerçek sığır etinin başında sanatını icra etmiş olduğunun fark edilmesi duruma ayrıca ilginçlik katar.


Eserin temel alındığı başyapıtın Louvre Müzesi'nde bulunan Rembrandt'ın Sığır Gövdesi "Carcass of Beef" isimli eseri olduğu düşünülür. Soutine söz konusu eseri derinlemesine incelemiş, ve ondan ilham almıştır. Fakat, Soutine, herhangi bir kesimhanede karşılaşabileceğiniz bir sığır gövdesi görünümünde olan Rembrandt'ın resminin ötesine kendi tarzını uygulayarak geçmeyi başarmıştır.




Sığır Gövdesi "Carcass of Beef" - Rembrandt (1657)
Soutine'ın parlak kırmızı ve maviyi, siyahla birleştirerek cesurca kullanması, keskin ve koyu renkli hatları, geniş fırça darbeleri kompozisyonun insan üzerinde derinlemesine etkileyici, dinamik ve hatta iğrendirici bir etki bırakmasını sağlar. Bu noktada seyirci, karşısında gerçekçi görünümde olmayan bu görüntüden yola çıkarak zihninde kesilmiş, kanlı bir sığır gövdesini hayal etmeyi başarır.

Ressamın eseri gerçek bir sığır gövdesini stüdyosuna taşıyarak doğrudan modelden çalışmak suretiyle ürettiği bilinmektedir. Hatta Soutine asistanından eser üzerinde çalıştığı süre boyunca her gün taze sığır kanını sığır gövdesine boca ederek etin renginin canlı kalmasını istemiştir. Ressamın komşuları tarafından yayılan koku konusunda polise yapılan şikayetler olmuş olsa da ressam sığır gövdesi serisini başarıyla tamamlayabilmiştir.

Soutine'ın neden kanlı bir parça eti resmetmeye çalıştığı tartışma konusudur. Sebebin sadece Rembrandt'ın eserine yeni bir yorum getirme çabası olmadığı aşikardır. Eserin geriplan hikayesi çoğu zaman ressamın geçmişi ile ilişkilendirilir.


Soutine, Beyaz Rusya'nın küçük bir kasabasında bir Yahudi aileye doğmuş, fakat sanat icra etmek isteğiyle, Yahudiliğin tüm yaşam tarzını reddederek Paris'e gelmiş, ve orada, açlık ve yaşam mücadelesi içinde geçen zor yıllar yaşamıştır.  


Yahudiler'in yiyecekleri dini standartlarına "Kosher" uygun olarak hazırlaması ressamın aşina olduğu bir ritüeldir. Özellikle etlerin kesim tarzı, kanının tam olarak akıtılması Soutine'ın çocukluğuna dair hatırladığı ritüellerden olmalıdır. Nitekim, tüm geçmişini ve inanç sistemini reddeden ressamın Yahudilik'e tamemen zıt olarak kesilmiş ve kanı üzerinden akan bu et parçasını resmetmesi geçmişine bir başkaldırı amacı taşıyor olabilir.


Ayrıca çocukluğundan beri süregelen ülser hastalığı sanatçının uzun yıllar boyunca birçok yiyecekten uzak kalmasına da sebep olmuştur. Bu sebeple, uzun yıllar ulaşamadığı bir parça etin karşısında sanat amaçlı buluyor olması yine ressamın geçmişine dair yaşadığı bir travmanın etkisi olabilir.


Kesildikten sonra hala yaşamaya çabalıyor gibi görünen bu kanlı et parçası, yaşamın ölüm karşısında gösterdiği direnci yansıtır. Aynı zamanda bir sanatçı olmak isteğiyle Yahudi geleneklerine karşı gelen Soutine'ın ailesi ve çevresi tarafından reddedilmesi ve sonuç olarak geleneklerinden ve yurdundan kaçışının yaşattığı acıyı da temsil ediyor olabilir.


Konum: Minneapolis Sanat Enstitüsü "Minneapolis Institute of Arts", Minneapolis

Tarih: 1924 civarı
Dönem: Modernizm
Akım: Dışavurumculuk "Expressionism"