Champs de Mars: Kızıl Kule Tablosunun Anlamı Nedir ?


Eyfel Kulesi 1889'da Fransız Devrimi'nin yüzüncü yıldönümünde Paris'te yapılacak EXPO Dünya Fuarı kapsamında Champs de Mars isimli alanda fuarın giriş kapısı olarak inşaa edilmiştir. Günümüzde dünyanın en popüler yapısı olsa da döneminde birçok insan tarafından utanç verici bir çelik yığını olarak görülmüş, devasa bir sokak lambasından, bir fabrika bacasına kadar farklı benzetmelere maruz kalmış ve Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğine inanılmıştır. 20 yıl süreyle geçici olarak inşaa edilen kulenin, 1909'da sökülmesi gerekirken iletişim için uygun yüksekliğe sahip olduğu ve insanlar tarafından artık benimsenmiş olduğu için yerinde kalmasına izin verilmiştir. 

Kızıl Kule, Delaunay'in 1909 - 1911 yılları arasında yapılan Eyfel Kulesi'ne adanmış onbir serilik tablolarından en görkemli olanıdır. İnşaa edildiği dönemde parlak kırmızı renkle boyanmış olan kule bu canlı rengi ve yüksekliği ile - ki döneminde dünyanın en yüksek yapısı olmuştur - Paris'in gri silüetinden tamamen sıyrılan etkileyici bir görünüm sergilemiştir. Delaunay kulenin bu sıradışı görünümü ve şehrin içinde ne denli dikkat çekici ve etkileyici göründüğünü bu modern eserinde yansıtmıştır.


Eserde kırmızı Eyfel kulesi yukarıdan gelen ışık huzmelerini aşağı doğru yansıtırken görünür. Bir yandan da kulesinin tepesi sarı diskler şeklinde güneş ışıkları ile çevrilidir. Kule sanki onu çevreleyen bina yığınlarının arasında yükselivermiş ve güneş ışıklarını üzerine çekmiş gibi görünmektedir. Bu iddialı görünüm sanki eski düzenin tüm temellerini yıkan yeni ve modern bir yöntemi akla getiren bir çağrışımdır.


Ressam, kulenin yükselen profilini seyirciye daha güzel aktarabilmek adına sağı ve solunu yüksek binalarla çerçevelemiş, fakat ön kısımda üstten görünen kısa binalarla sınırlamıştır. Bu da kulenin ortamı delen, yukarılara tırmanan ince ama güçlü yapısını daha da öne çıkarmaktadır. Kule şehirden gökyüzüne uzanan, bulutlara ve güneşe ulaşan bir köprü gibi görünmektedir.


Dönemin birçok ressamı tarafından tuvale aktarılan Eyfel Kulesi ilk kez Delaunay tarafından son derece farklı bir bakış açısı ile resmedilmiştir. Kuleyi doğrudan karşıdan ya da herhangi bir tek açıdan resmetmek istemeyen ressam, kulenin her kademesini farklı açılardan yansıtan görünümleri birleştirmiş ve çok boyutlu bir kule oluşturmuştur. Kuşbakışı, karşıdan bakış, aşağıdan görünüm gibi tam 10 farklı bakış açısı ve 15 farklı perspektif kullanmayı seçmiştir. Aynı zamanda kulenin formunu parçalara bölmüş ve kademe kademe üst üste yeniden eklemiştir. Delaunay'in çoklu bakış açısı, parçaların birleştirmesi ve yarattığı güçlü renk zıtlığı esere hareketlilik katarken yeni modern sanatın bakış açısını seyirciye aktarmıştır.


Delaunay aynı dönemde yaşadığı Kübist ressamlardan bir yönü ile ayrılmıştır. Kübistler kendilerini yumuşak renk tonlarından oluşan geleneksel temalı - natürmortlar, peyzajlar ve portler - eserler içine hapsetmişken, Delaunay Kübizm'in formları bozan yapısını kullanmış, ve üzerine canlı renklerden oluşan bir paletle çalışmıştır. Üstüne üstlük, geleneksel konulardan sıyrılarak bir kulenin resmi gibi çağdaş konuları eserlerinde ele almıştır. Delaunay'in Kübizm'i canlı renklerden oluşan enerjik  yapısı ile canlandırarak ortaya çıkardığı Kübizm altındaki yönelim, Orfizm olarak adlandırılır.


Kübizm'in esaslarına sadık kalan ressam kulenin bozulmuş formlarını birden fazla bakış açısıyla yansıtırken kendi canlı renklerini göz kamaştırıcı bir ustalıkla resme eklemiştir. Bu şekilde sanki ağırlıksızmış gibi görünen kule gökyüzünü delerken seyircide yeni açılan bir modern ufka dair heyecan duygusu yaratmayı başarmıştır.


Konum: Şikago Sanat Enstitüsü "Art Institute of Chicago", Şikago

Tarih: 1911
Dönem: Modernizm
Akım: Kübizm "Cubism"