Jean-Paul Marat Fransız Devrimi döneminde ateşli tonu, sivri dili ve kararlı duruşu ile dikkat çekmiş gazetecilerden biridir. Toplumun yoksul üyelerine dair insan hakları söylemleri ve devrim dönemindeki yeni liderler ve kurumlar üzerine yorumları ile ünlüdür.
Gazeteler, kitapçıklar ve el ilanlarında basılan yazıları dönemin merkezi bir cumhuriyet kurulmasını destekleyen Jacobin grubu ile yakın parallellik göstermiştir. Devrimi döneminin bir diğer önemli grubu olan Jirondenler ise monarşinin ortadan kalkmasına destek vermiş olmalarına rağmen devrimin cumhuriyetçi yönde ilerlemesine de karşı çıkmaktalardı. Dolayısıyla radikal bir gazeteci olan Marat, Jirondenlerin ciddi ölçüde tepkisini çekmekteydi. Bu tepkinin sonucu olarak, bir Jironden sempatizani, Charlotte Corday isimli bir kadın, 13 Temmuz 1793 tarihinde Marat'nın evine girmiş ve onu öldürmüştür.
Jacques-Louis David, çok yakın arkadaşı olan Marat'yı ölümünden hemen önceki gün evinde ziyaret etmiştir. Kısa süre içinde ölüm haberini alan ressam, yakın arkadaşının ölümünü belgelemek ve onu ölümsüzleştirmek adına bu eseri yapmıştır.
Eserde Marat'nın bıçaklanmış biçimde bir küvette yattığı görülür. Marat, Devrim döneminde kraliyet polisinden kaçarken saklandığı kanalizasyonlardan bir çeşit deri hastalığı kapmıştır. Bu deri hastalığının belirtilerini yatıştırmak için evde günün çoğu kısmını onu rahatlatan bir su dolu küvetin içinde yazı işlerine devam ederek geçirmekte idi. Dolayısı ile resimde görülen su dolu küvet ve önündeki yazı amaçlı düzenlenmiş masa yazarın çalışmalarını sürdürdüğü ortamın betimlenmesidir.
Charlotte Corday, Marat'nın evine gelip yakın zamanda Paris'ten kaçmış bir grup Jironden'in Normandiya'ya ulaştığına dair elindeki önemli kanıtları sunacağını belirtir. Eşinin itirazlarına rağmen Marat, Corday'i banyosuna kabul eder. İkili bir süre konuştuktan sonra Corday sakladığı mutfak bıçağını çıkarıp Marat'nın göğsüne saplar. Ölümcül bir yara alan Marat eşine seslense de kısa sürede kan kaybından ölür. Bu cinayetin üzerine tutuklanan Corday giyotinde idam edilirken 100,000 insanı kurtarmak için bir kişiyi öldürdüğünü söylemiştir.
David'in çarpıcı eseri karanlık ve sade bir ortamı betimler. Marat'nın küveti beyaz çarşaflarla örtülü, yazı masası ise yeşil bir çuha kumaşı ile kaplıdır. Göğsündeki yara ile kendinden geçmiş Marat'nın başı küvetin kenarına yaslı, güçsüz sağ kolu ise yere düşüktür. Bu yere doğru uzanan kol Klasik Roma dönemi heykellerinin pozlarını anımsatır. Bu poz Fransız devrimcilerinin savunduğu Roma cumhuriyet dönemi ideallerine bir göndermedir, ve Marat'nın politik duruşunu yansıtır. Yeni-Klasikçilik akımının önde gelen temsilcilerinden olan David, bu figür ile klasik eserlere öykünmesinin yanısıra aynı zamanda Caravaggio'nun meşhur İsa'sını da çağrıştırır. David'e göre Marat da tıpkı İsa Mesih gibi bir şehittir.
Marat'ın yere düşmüş elinde yazı yazdığı tüy kalemi bulunur. Bunun hemen ötesinde ise cinayet aleti olan bıçak görünür. Ressam bu silahı "gazetecinin silahı" olan kalemle yanyana resmederek bir anlam bütünlüğü oluşturmuştur. Marat'nın yazı tablası üzerinde kalmış diğer elinde Corday'in eve giriş için kullandığı dilekçe notu görülür. Notta "Benim büyük mutsuzluğum sizin hayırseverliğinize ulaşmama vesile olacaktır" yazmaktadır. Öte yandan Marat'nın yazı masasında görülen üzerinde çalışmakta olduğu belgede ise "...bu çek, kocası bu ülkeyi savunurken ölmüş beş çocuk annesi kadına verilecek" yazmaktadır. Yoksulların hakları üzerine çalışan Marat'nın çarşaflarının bile yamalı olduğunu - sol aşağı köşede - görmek Marat'nın kendi finansal durumu hakkında da fikir verir.
Yazı tablasının hemen yanında duran küçük masanın ön kısmına imzasını atan David, resmi Marat'ya (A Marat) adamıştır. Ressamın isminin altında görülen "L'an Deux" ise "Yıl İki" anlamına gelmekte olup devrim döneminde düzenlenmiş yeni devrim takvimine göre ikinci yılın içinde bulunulduğunu göstermektedir.
David bir cinayet sahnesi ortaya koymasına rağmen eserinde herhangi bir şiddet veya karmaşa göstergesi yoktur. Marat'nın vücudundaki küçük kesik dışında eser tamamen huzur dolu ve sakin bir atmosfere sahiptir. Yalın ve basit bir ortamda tek yönden gelen ışıkla Marat'nın omzunu ve yüzünü aydınlatan David, eserde Marat'yı istediği şehitlik mertebesine ulaştırmayı başarmıştır. David'in başyapıtlarından biri sayılan Marat'nın Ölümü, birçok sanatçıyı derinden etkilemiş; eser birçok kez kopyalanmış ve benzerleri yapılmış; bu sayede de bir ikonik figüre dönüşmüştür.
Konum: Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi "Royal Museums of Fine Arts of Belgium", Brüksel
Tarih: 1793
Dönem: 18. Yüzyıl
Akım: Yeni-Klasikçilik "Neo-Classicism"